Osmanlı İmparatorluğu döneminde istatistik çalışmaları, başlangıçta devlete belirli hizmetler yapmakla yükümlü memur ve sipahilere bırakılan gelir kaynaklarının nicelik ve değişmelerini saptamak amacıyla, 30-40 yıl gibi aralıklarla nüfus ve toprak sayımları yapılması şeklinde düşünülmüştür. Osmanlı Dönemi öncesine ilişkin istatistik çalışmaları hakkındaki bilgilerimiz ise eksiktir. İmparatorluk yeni kurulduğu sıralarda nüfusla birlikte tarım ve arazi konularında bilgi toplamaya özel önem verilmiş; 1326-1360 ve 1360-1389 yılları arasında toprak ve nüfus sayımları yapılmıştır. Daha sonra Padişah Kanuni Sultan Süleyman genel bir sayım yaptırmaya teşebbüs ederek, bunun her yüzyılda bir tekrar edilmesini Kanunname’ye yazdırtmıştır. Tarihçiler bu dönem içinde 1566-1574 yıllarında Genel Nüfus ve Arazi Sayımı, 1608 yılında tekrar bir nüfus sayımı uygulandığını yazmaktadır. Kemankeş Kara Mustafa Paşa Sadrazamlığı sırasında nüfus sayımlarının ülke için gereğini belirtmiş ve bunların otuz yılda bir tekrarlanmasını karar altına aldırtmıştır. Ancak sayısız savaş nedeniyle, bu süreye gereğince uyulmadığı gibi, sayım girişimleri sonuçlandırılamamış, fakat çalışmalara ve bilgi toplama faaliyetine devam edilmiştir.
19.Yüzyılın başından itibaren Ademi Merkeziyet sistemine dayalı olarak merkezde her nezarette, taşrada ise vilayet ve kazalarda istatistik büroları açılmış ve bunların çalışmalarını takip ve kontrol etmek için de ayrı bir merkezi organ kurulmuştur. Başarı ile sonuçlandırılan ilk Nüfus Sayımı 1831 yılında yapılmıştır. Esas amacı askerlik yapabilecek halkın sayısı ve yeni vergi kaynaklarının saptanması olan bu sayımda, Rumeli ve Anadolu’da bulunan tüm İslam ve Hristiyan erkek nüfus kapsanmıştır.
1831 sayımından sonra 1844 yılında kadın nüfusu da kapsayan bir nüfus sayımı daha yapılmış, 1854’te ise yeni bir nüfus sayımına daha girişilmişse de bunun sonuçlandırılması kabil olmamıştır. 1870 yılında yapılmasına karar verilen Genel Nüfus Sayımı da uygulanamamıştır. 1874’te Tuna Vilayetlerinde yapılan bir nüfus sayımını, İmparatorluk döneminde girişilen ve uzun süre devam eden bir başka nüfus sayımı izlemiştir. 1878 Rus savaşını izleyen bu sayımda İstanbul nüfusu sayılmış, Trablus ve Arabistan’ın nüfusu ise tahmin edilmiştir. Aynı dönemde Nüfus Sicil-i Nizamnamesi çıkarılmış ve ilk kez Nüfus Müdürlüğü kurularak nüfus tezkereleri ile doğum, ölüm, yer değiştirme olaylarının kaydına başlanmıştır. 1891 yılında Bab-ı Ali’de Merkezi İstatistik Encümeni kurulmuş, istatistik hizmetleri kanuni bir esasa bağlanmıştır. 1918 yılında çıkarılan yeni bir kanunla istatistik faaliyeti sadarete bağlı istatistik Müdüriyet-i Umumiye’ si bünyesinde toplanmış, kanunun uygulamasına bir yıl devam edildikten sonra kaldırılmış ve eski sistem Cumhuriyete kadar devam etmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra, Türkiye’nin karşılaştığı önemli ihtiyaçlardan biri de ülkemizde yaşayan nüfusun sayısının, sosyal ve ekonomik niteliklerinin bilinmesi olmuştur.
Ülkemizde nüfusumuzun sayı ve niteliklerini tespit amacıyla Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar ilki 1927 ikincisi 1935 yılında ve bu tarihten sonra her beş yılda bir olmak üzere, on üç kez Genel Nüfus Sayımı uygulanmıştır. Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı’nın kuruluş ve görevleri hakkında 219 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinin (d) fıkrasını değiştiren 23 Şubat 1990 tarih ve 403 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği ülkemizde bundan sonra Genel Nüfus Sayımları 10 yılda bir sonu “0” ile biten yıllarda yapılacaktır. Bir sonraki sayım 2000 yılında uygulanacaktır. 30 Temmuz 1997 tarih ve 4300 sayılı Genel Nüfus Tespiti yapılması ve seçmen kütüklerinin güncelleştirilmesi hakkındaki Kanun gereği yerleşim yerleri itibariyle ikametgaha dayalı sayısal sonuçları elde etmek amacıyla 30 Kasım 1997 tarihinde Genel Nüfus Tespiti yapma görevi Enstitümüze verilmiştir. Enstitümüz, bu yasaya göre 30 Kasım 1997 tarihinde Genel Nüfus Tespitinin uygulamasını yapmıştır. Genel Nüfus Tespitinin veri değerlendirme sürecinde ülkemizde ilk defa bir büyük sayımın tüm veri işleme faaliyetleri tam bilgisayar destekli olarak yapılmış, veri giriş işlemleri ICR (Akıllı Karakter Okuyucu) teknolojisi kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
23 Şubat 1990 tarih ve 403 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği 10 yılda bir sonu “0” ile biten yıllarda yapılması planlanan Genel Nüfus sayımı 22 Ekim 2000 tarihinde uygulanmıştır. Bu sayım, Cumhuriyet tarihinin 14. Genel Nüfus Sayımı olmuştur.
Sayımın Amacı
Sayım günü Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan, bütün nüfusun (yabancılar dahil) sayısını, sosyal ve ekonomik niteliklerini, ülkemizin idari bölünüşüne göre tam ve doğru olarak belirlemek amaçlanmaktadır.
Sayımın Sistemi, Yöntemi ve Kapsamı
Şimdiye kadar yapılan sayımlar, tam sayım olarak ve milli sınırlarımız içindeki bütün nüfusu saymak suretiyle bir günde uygulanmıştır. Sayımın sistemi gereği nüfus, tespit günü kişiler nerede bulunuyorsa orada tespite tabi tutulmuştur (De facto). Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız sayım dışı kalmış, buna karşılık sayım günü sınırlarımız içinde yaşayan veya geçici olarak bulunan Türk uyruklu olmayan kişiler (yabancılar) sayıma dahil edilmiştir. Ancak, 1997 yılında yapılan tespitte ise kişilerin daimi ikametgahları sorularak, daimi ikametgahlarını hangi yerleşim yeri olarak beyan etmişler ise o yerleşim yeri nüfusuna dahil edilmiştir (De jure). 2000 yılında yapılacak olan nüfus sayımının hazırlık çalışmalarına başlanmıştır. Bu sayımın tüm veri işleme faaliyetlerinin tam bilgisayar destekli olarak yapılması ve veri giriş işlemlerinin ICR (Akıllı Karakter Okuyucu) teknolojisi kullanılarak gerçekleştirilmesi için uzman enstitü kadroları çalışmalarını sürdürmektedir
Sayımın Organizasyonu
Ülke genelinde bir milyona yakın kişinin görev aldığı nüfus sayımının alan organizasyonu “Genel Nüfus Sayımı Sayım Komiteleri ve Bürolarının Kuruluş, Görev ve Çalışma Esaslarına Ait Yönetmelik” gereği illerde Vali veya Vali Yardımcısı, ilçelerde ise Kaymakamlar başkanlığında kurulan İl ve İlçe Sayım Komiteleri tarafından yürütülmektedir. İl ve İlçe Sayım Komiteleri, ilgili yönetmelikte belirtilen hususların yanısıra her sayımda Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı’nın hazırlayıp Sayım Komitelerine gönderdiği genelgeler doğrultusunda sayımı uygulamakla yükümlüdür. Sayım Komiteleri, sorumluluk alanı içerisinde yer alan tüm nüfusun kapsanması için gerekli olan Sayım Bölgelerinin oluşturulması, sayımda görev alacak kişilerin belirlenmesi ve sayımın alan uygulamasının tam ve doğru olarak yapılmasından sorumludur.
Ülkemizdeki nüfusun tam olarak sayılabilmesi için sayımı yapılacak adreslerin ve bu adreslerdeki yapıların niteliklerinin tam olarak bilinmesi gerekmektedir. Adres Çerçevesi olarak tanımlanan bu bilgiler her sayım memurunun görev alacağı bölgelerin belirlenmesinde kullanılmaktadır.
Adres Çerçevesinin oluşturulması amacıyla, sayımdan önce de bütün sokak ve caddelere isim veya numara verilmiş ve içinde insan bulunan veya bulunması muhtemel olan bütün yapıların numaralandırılması ve bu adreslerde yaşayan kişilerin tespitini kapsayan “Numaralama Çalışması” yapılmıştır. Bu çalışma belediye teşkilatı bulunan yerlerde belediyeler, belediye teşkilatı bulunmayan bucak ve köylerde muhtarlıklar tarafından yapılmıştır. Bir sayım memurunun sayım günü ziyaret edeceği adres listesi sayım bölgesi olarak tanımlanmaktadır. Genel Nüfus Sayımı öncesinde yapılan pretest çalışmaları ile bir sayım memurunun sayım günü il ve ilçe merkezlerinde ortalama 22 hane (en fazla 100 nüfus), bucak ve köylerde ortalama 25 hane (en fazla 130 nüfus) ‘nin sayımını yapabileceği tespit edilmiştir. Bu tanım doğrultusunda sayım bölgeleri, İl ve İlçe Sayım Komiteleri tarafından Numaralama Çalışması ile belirlenen güncel adres çerçevesi ve bu adreslerdeki nüfus bilgileri kullanılarak belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen DİE dışındaki kurumlar tarafından yürütülen çalışmalarda, DİE’nin 750 teknik personeli tarafından ilçe bazında danışmanlık hizmeti verilerek İl ve İlçe Sayım Komitelerine teknik destek sağlanmıştır. Bu organizasyon çerçevesinde Genel Nüfus Sayımlarının doğru ve eksiksiz bir şekilde uygulanabilmesi için DİE dışındaki kurumlar tarafından yapılan çalışmaların da sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir.
Sayım Sonrası Çalışmalar
22 Ekim 2000 tarihinde uygulanan Genel Nüfus Sayımının geçici sonuçları, sayımı takiben üç gün içinde İl ve İlçe Sayım Komiteleri tarafından faks ile Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığına gönderilmiştir. Bu bilgiler ile önceki sayım sonuçları dikkate alınarak yapılan analiz ve projeksiyon sonuçları karşılaştırıldığında, birçok ildeki bazı yerleşim yerlerinde nüfus artışının tahminlerin üzerinde olduğu görülmüştür. Ayrıca, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı, Devlet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yazılı ve sözlü olarak sayım günü ve sonrasında hayali nüfus yazımı yapılan yerlerle ilgili yoğun ihbarlar almıştır.
Hayali nüfus yazılan yerlerin tespit edilebilmesi amacıyla öncelikli olarak ülkemizdeki tüm il, ilçe, bucak ve köylerin nüfus büyüklüğündeki değişim, önceki sayımlara göre yapılan nüfus projeksiyonları ile karşılaştırılarak, tahminlerin üzerinde nüfus artış hızına sahip olan yerleşim yerleri tespit edilmiştir. Bu çalışmaya ek olarak, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığının genelgeleriyle tanımlanan, bir sayım memurunun görev alacağı sayım bölgesi tanımına uyulmayan diğer bir ifadeyle belirlenen ölçütlerden daha fazla nüfus yazılan sayım bölgeleri tespit edilmiştir. Ayrıca, sayımın uygulanmasından önce belediye teşkilatı bulunan yerlerde belediyeler, belediye teşkilatı bulunmayan bucak ve köylerde muhtarlıklar tarafından yapılan Numaralama Çalışmasında her yerleşim yeri için oluşturulan adres çerçevesi ile sayım defterlerindeki adresler karşılaştırılarak tutarsızlıklar tespit edilmiştir. Bütün bu kriterler gözönüne alınarak yapılan analizler sonucunda hayali nüfus yazımı için alan kontrolü yapılacak yerleşim yerlerine karar verilmiştir. Bu çalışma sonucunda 73 ilimizde toplam 2290 yerleşim yeri hayali nüfus yazımının kontrolü için incelemeye alınmıştır.
Hayali nüfus yazımı yapılan yerleşim yerlerine ait sistematik hataların belirlenmesi amacıyla sayım defterleri incelemeye alınmıştır. Sayım defterleri DİE’nin merkezinde bu konuda özel eğitim almış personel tarafından incelenmiştir.
Sayım defterlerinde ve alan incelemelerinde hayali nüfus yazımı ile ilgili olarak tespit edilen sistematik hatalar aşağıda özetlenmiştir;
· Hayali mahalle, sokak veya adreslerde hayali nüfus yazımı,
· Mevcut adreslerde hayali veya mükerrer nüfus yazımı,
· Nüfus kütüklerindeki nüfusun hayali yazımı,
· Özel sayım bölgelerinde (yurtlar, oteller, mevsimlik işçilerin bulunduğu çadırlar, terminaller, işyerleri, vb.) hayali nüfus yazımı,
· Sayım günü seyahat halinde olan nüfusun mükerrer yazımı,
· Arsa, inşaat, ahır, samanlık ve depo gibi yerlerde hayali nüfus yazımı,
· Aynı sayım bölgesinde (aynı sayım defteri) ardışık hanelerde, sayım defterinin tamamını doldurmak suretiyle hanedeki kişi sayısı 7 ve 7’nin katları olacak şekilde hayali nüfus yazımı,
· Bir sayım memurunun defterinde farklı yazı karakterleri ile hayali nüfus yazımı,
· Sayımın alan organizasyonunda, her sayım memurunun kentlerde en çok 100, köylerde en çok 130 nüfusu yazabileceği şekilde sayım bölgeleri oluşturulmasına rağmen bazı sayım memurlarının planlanandan daha fazla defter kullanarak hayali nüfus yazması.
Hayali nüfus yazılan yerleşim yerlerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar sonucunda hayali nüfus yazıldığı tahmin edilen tüm yerleşim yerlerinde, sayım defterleri fiilen alanda kontrol edilerek hayali yazılan nüfus belirlenmiştir.
Sayım Sonuçları
2000 Genel Nüfus Sayımı geçici sonuçlarının sayımı takiben bir hafta içinde kamuoyuna açıklanması planlanmıştı. Ancak, birçok ilimize ait bazı yerleşim yerlerinde hayali nüfus yazılması nedeniyle bu açıklamanın hayali yazımların tespitinden sonra yapılmasına karar verilmiş, 2000 Genel Nüfus Sayımının il bazında geçici sonuçları 2001 yılı ocak ayında duyurulmuştur. 2000 Genel Nüfus Sayımının değerlendirilmesi 26 Ağustos 2002 tarihi itibariyle 22 ayda tamamlanmış olup il, ilçe ve köy bazında nüfuslar kesinleşmiştir. 2000 Genel Nüfus Sayımından önceki sayımların değerlendirilme süresi yaklaşık 3.5-4 yıldır. 2000 Genel Nüfus Sayımı ise 2 yıldan daha kısa sürede değerlendirilmiştir.
2000 Genel Nüfus Sayımının sonuçları, sayımdan sonra gerçekleşen idari bölünüş değişikliklerini de içerecek şekilde güncelleştirilmiş ve 3 Kasım 2002 tarihinde yapılacak erken Genel Seçimlerindeki milletvekili dağılımına esas olmak üzere Yüksek Seçim Kuruluna gönderilmiştir.