Ülkemiz üç tarafı dört denizle (Karadeniz, Akdeniz, Ege Denizi, Marmara Denizi) çevrili bir yarımada görünümündedir. Buna göre ülke kıyılarımızın uzunluğu 8337 km.’yi bulur. Kıyılarımız içinde en fazla uzunluğa Ege Denizi kıyıları sahiptir. Ülkemizi çevreleyen denizler ve kıyılarımız gerek morfolojik gerek oşinografik yapı bakımından birbirlerinden farklı özellikler gösterirler. Batıdaki Ege kıyıları ile kuzeydeki Karadeniz ve güneydeki Akdeniz kıyıları morfolojik yapı ve oşinografik yönden birbirlerine benzemezler.
Karadeniz ve Kıyıları
Batıda Bulgaristan sınırından başlayıp doğuda Gürcistan sınırına kadar uzanan ve 1685 km. uzunluğu bulan Karadeniz kıyıları IV. zaman başlarında meydana gelen çökmeler sonucu şekillenmiştir. Buradaki kıyılar boyuna yapılı olduklarında çok fazla girintili çıkıntılı değildir. Ayrıca kıyının önündeki şelf alanı da çok dardır. Karadeniz kıyılarımız genelde falezli, yüksek kıyılardır. Kıyının gerisinde uzanan dağlar sahilleri yakından takip eder. Kıyıda derelerin ağızlarında küçük delta ve kumsallar meydana gelirken büyük ırmakların ağızlarında geniş deltalar “Bafra, Çarşamba” yer alır.
Kuzey Anadolu Dağları’nın önünde yer alan geniş bir çöküntü alanı içindeki su birikintisi İç Deniz, Karadeniz olarak adlandırılır. Tuzu az “%18” bir deniz olarak dikkati çeken Karadeniz’de derinlere doğru gidildikçe tuzluluk artar (%23). Ayrıca Karadeniz’de 200 m. derinlikten sonraki alanlarda (HS) hidrojen sülfürlü çamur yığınları dikkati çeker ki bunlar suyun kirlenmesine ve canlı hayatının hemen hemen bu derinlikten sonra yok olmasına neden olur.
Marmara Denizi ve Boğazlar
Karadeniz ile Ege Denizi arasında Çanakkale ve İstanbul Boğazı ile bu denizlerden ayrılan küçük bir iç deniz olan Marmara Denizi 11.350 km2. alan kaplar. Üçüncü zaman sonu ile dördüncü zaman başlarında yer kabuğunda meydana gelen çökmeler sonucu teşekkül eden Marmara Denizi’nin orta kesiminde 1000-1200 m. derinlikleri bulan çukurlar yer alır. Bu bakımdan deniz ve yakın çevresi zamanımızda da yer sarsıntılarının şiddetli olduğu bir alandır. Marmara Denizi güney ve kuzey kesimlerinde oldukça geniş şelf sahasına sahiptir ki bu kesimlerde çok sayıda adalar yer alır. Marmara Denizi’nin kıyıları genelde alçak kıyılar olarak dikkati çeker. Ancak kıyılarda geniş kıyı ovalarına rastlanmaz. Sadece güney kıyıları üzerinde Edincik-Biga arasında genişçe bir kıyı ovası ile karşılaşılır. Marmara Denizi’nde yüzeyde sular az tuzlu (%22) olurken derinlere inildikçe bu değer (%37) artar. Marmara Denizi’nde yüzeyde Karadeniz’den Ege Denizi’ne doğru bir akıntı görülürken dipte ise akıntı
ters yönde Ege’den Karadeniz’e doğrudur. Kuzeyde yer alan ve bir eski akarsu vadisi olan İstanbul Boğazı sonradan deniz basması ile bugünkü görünümünü almıştır. Boğaz, 30 km.’yi aşan uzunluğu ile çok önemli bir suyoludur. 660 m. ile 3 km. arasında değişen genişliğe sahip olan boğazın derinliği ise 40 m. ile 90 m. arasındadır. Kıyılar çoğu yerde fazla eğimli bir şekildedir. Boğazda yüzeyde Karadeniz Marmara Denizi yönünde yer yer ve zaman zaman 6-7 millik akıntıya karşılık dip akıntısı ise ters yöndedir. Güneyde yer alan ve Marmara Denizi’ni Ege Denizi’ne bağlayan Çanakkale Boğazı ise İstanbul Boğazı’ndan iki kat fazla uzunluğa sahiptir (61 km.). Genişliği 7 km. ile 1200 m. arasında değişen boğazın derinliği yer yer 100-105 m.’yi bulur.
Ege Denizi ve Kıyıları
Balkan Yarımadası ile Anadolu Yarımadası arasında yer alan Ege Denizi III. Zaman sonu ile IV. zaman başında şiddetli yer hareketleri sonucu meydana gelen çökmeler ile çukurlukların sular altında kalması neticesinde ortaya çıkmıştır. Çok sayıda ada ve takımadalar yanında sayısız koy ve körfezleri ile dünyanın en girintili çıkıntılı denizlerinden biri olan Ege Denizi tuzluluk oranı yüksek (%39) bir denizdir. Anadolu Yarımadası’nın batı; güneybatı kesiminde reliyef kıyıya dik olarak uzanır ve horst ile grabenlerden oluşan bir yapı dikkati çeker. Buna bağlı olarak kıyı yapısı da değişiktir, genelde enine kıyı yapısı görünmekle beraber Karaburun-Urla-İzmir Körfezi çevresinde satranç, güneybatıda ria ve dalmaçya tipi kıyılar ile de karşılaşılır. Ege Denizi kıyıları 2600 km.’yi geçen uzunluğu ile ülkemizin en uzun kıyılarını teşkil eder.
Akdeniz ve Kıyıları
Anadolu Yarımadası’nın güneyi Doğu Akdeniz havzası içinde güney kıyılarımızda Toros Dağları’nın yer yer kıyıya paralel yer yer de batı kesiminde olduğu gibi dik geldiği görülür. Toroslar Karadeniz Dağları’nda olduğu gibi batı ve orta kesim hariç kıyıyı yakından takip etmezler ve boyuna yapılı kıyıların genelde meydana gelmesine neden olurlar. Kıyı boyunca iki büyük körfez “Antalya, İskenderun” dikkati çeker. İki körfez arasında kıyıya yaklaşan dağlar kalanklı kıyıları oluşturur. Antalya Körfezi gerisinde yer alan traverten dolgusu kıyının yüksek falezli bir görünüm almasını sağlar, buna bağlı olarak da ova üzerinde yer alan Düden Suları’nın çağlayanlar halinde denize ulaştıkları görülür. Akdeniz dünya denizleri içinde oldukça yüksek (%39) tuzluluk oranına sahip bir deniz olarak bilinir.