Bölge, batıda Sakarya Nehri’nin doğusu, doğuda Gürcistan sınırı arasında yer alır. 146.178 km2 alanıyla yüzölçümü
bakımından 3. sıradadır (%18).
Doğu-batı yönünde ülkemizde en geniş yer kaplayan bölgedir. Bu nedenle yerel saat farkı en fazla olan bölgedir.
En kuzeyde yer alan bölgemizdir. Bu nedenle;
– Çizgisel hızın en az, alacakaranlık sürelerinin en fazla gözlendiği,
– Yıl boyunca güneş ışınlarının en küçük açıyla geldiği, gölge boylarının en uzun olduğu,
– Gece gündüz süre farklarının en fazla olduğu,
– 21 Haziran’da en uzun, 21 Aralık’ta en kısa gündüzün yaşandığı bölgedir.
YERŞEKİLLERİ
Bölgenin yer şekillerinin temelini 3. jeolojik dönemde Alp-Himalaya orojenezi sırasında oluşmuş Kuzey Anadolu
dağları ve bu dağlar arasındaki çukurluklar oluşturur. Batıda kıyıdan iç kısımlara doğru Küre, Bolu ve Ilgaz, Köroğlu dağları kıyıya paralel üç sıra halinde uzanır (ortalama yüksekliği 2000m.). Orta Karadeniz’de Canik Dağları kıyıdan içeriye çekilmiştir. Yükseltisi en az olan dağlardır (ortalama yüksekliği 1500m.). Doğuda kıyıda Giresun ve Rize-Kaçkar Dağları, iç kısımda Mescit, Çimen, Kop ve Yalnızçam Dağları kıyıya paralel iki sıra halinde uzanır. Bu bölümde yükselti 4000m yi aşar.
En engebeli ve yüksek bölüm Doğu Karadeniz’dir.
Dağlar kıyıya paralel uzanır. Bu nedenle;
– Kıyıda girinti-çıkıntı, koy, körfez ve liman sayısı az ,falez oluşumu fazladır.
– Kıta sahanlığı (şelf alanı) dardır. Derinliğin 200m ye kadar olduğu deniz bölümüne kıta sahanlığı denir.
– Boyuna kıyı tipi oluşmuştur.
– İç bölgelerle olan ulaşım genelde geçitlerden sağlanır. En önemli geçitleri Zigana (Kalkanlı) (Trabzon-Gümüşhane
arasında yer alır.) ve Kop (Gümüşhane-Erzurum arasında yer alır.) geçitleridir.Batı Karadeniz’de Ecevit ve Ilgaz diğer
önemli geçitlerdir.
– Deniz etkisi iç kısımlara giremez. Bu nedenle kıyı ile iç kısımlar arasında iklim, bitki örtüsü ve tarım ürünlerinde farklılıklar görülür.
– Dağların denize dönük yamaçlarında yamaç (orografik) yağışları oluşur.
– Limanların hinterlandı dardır.
– Bafra ve Çarşamba deltaları dışında kıyıda delta oluşumu yoktur. Çünkü dağlar kıyıya paralel uzandığı için kıyı derinliği fazladır.
Engebeli ve eğimli arazinin fazla olması heyelan riskini arttırır. Türkiye’de heyelanın en çok görüldüğü bölgedir.
Heyelan olabilmesi için tabakaların eğim doğrultusunda uzanması, killi toprağın suya doyması ve altta geçirimsiz-sert bir
kütlenin olması gerekir.
Engebeli arazinin fazla olması yol yapım maliyetlerini arttırmıştır.
Zonguldak çevresi 1. jeolojik zaman arazisidir. Bu nedenle Türkiye’de deprem riskinin en az olduğu yerlerden biridir.
Kuzey Anadolu Dağları’nın güney eteklerinden Kuzey Anadolu Fay Hattı geçer bu durum deprem riskini önemli
oranda artırır.
Ovalar: Orta Karadeniz Bölümü ovaların en çok yer kapladığı bölümdür.Bölgedeki ovaları, kıyı ovaları ve iç bölge
ovaları olarak ikiye ayırabiliriz.
Delta ovaları: Akarsuların yeryüzünden aşındırdıkları malzemeleri (alüvyon) denize biriktirmeleriyle oluşan ovalardır.
Kıyıdaki Çarşamba(Yeşilırmak) ve Bafra Ovaları (Kızılırmak) delta ovalarıdır.
İç ovalar: Kuzey Anadolu fay hattı boyunca uzanan ovalardır. Fay üzerinde meydana gelen kırılmalar bir çöküntü alanı
yaratır. Bu çöküntü alanlarını akarsu ya da sel sularının taşıdığı alüvyonların doldurması ile ovalar oluşur. Bu tür ovalara tektonik ovalar da denir. Batıdan doğuya doğru Düzce, Bolu, Gerede, Çerkeş, Taşköprü, Merzifon, Taşova, Lâdik, Suluova,
Turhal, Erbaa ve Suşehri ovaları bu gruba girer.
Akarsular:
Kaynağını bölge içinden alan akarsuların rejimleri diğer bölgelere göre daha düzenli, havzaları dardır
Denize dönük yamaçlardan doğan akarsular bol yağış ve eğim nedeniyle hızlı akarlar; hidroelektrik potansiyelleri
fazladır.
Bölge içinden doğan akarsular genelde kısadır.
Çoruh, Yeşilırmak, Kızılırmak, Sakarya, Filyos (Yenice) ve Bartın çayları önemli akarsularıdır. Üzerinde
taşımacılık yapılan tek akarsuyumuz Bartın’dır. Akarsularda akım, kar erimeleri nedeniyle ilkbaharda en fazladır.
Göller:
Bölgedeki göllerin büyük bir kısmı heyelan set oluşumludur. göller. Tatlı su gölleridir. Tortum(Erzurum),
Sera (Trabzon), Abant, Yedigöller ve Zinav Gölü(Tokat) heyelan set gölleridir. Delta ovalarında da kıyı set göllerine rastlanır (Balık ve Simenlik gölleri) Ayrıca Kaçkar Dağları üzerinde buzul aşındırması ile oluşmuş sirk gölleri ile akarsu önünün alüvyonlarla kapanmasıyla oluşan Uzungöl (Trabzon) alüvyal set gölüdür. Kızılırmak üzerindeki Altınkaya,Derbent,Yeşilırmak üzerindeki Hasan ve Suat Uğurlu,Kılıçkaya,Almus, Çoruh üzerinde Borçka ,Muratlı, Sakarya üzerinde Hasan Polatkan (Sarıyar),Gökçekaya baraj gölleri önemlidir.
İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜSÜ
Kıyı kesimlerinde her mevsimi yağışlı ılıman iklim koşulları hâkimdir.
En çok yağış alan bölgedir.
Yağış rejimi düzenlidir. En fazla yağışı sonbahar, en az yağışı ilkbaharda alır.
En çok yağış alan yer Doğu Karadeniz’dir(2400mm). En az yağış alan yer ise dağların yükseltisinin azalması
kıyıdan uzaklaşması nedeniyle Orta Karadeniz’dir(650-700mm).
Yıllık ve günlük sıcaklık farklarının en az olduğu,
Bulutlu gün sayısının en fazla, güneş enerjisi potansiyelinin en az olduğu,
Orman yangını riskinin en az olduğu,
Tarımda nadas uygulamasının en az olduğu,
Yamaç yağışlarının en çok görüldüğü,
Yağışın fazla olması toprakların yıkanmasını sağlar. Nemli bölge topraklarının en yaygın olduğu
bölgedir.Karadeniz kıyı kuşağında Kahverengi orman toprakları ,Doğu Karadeniz’de laterit(yıkanmış, verimsiz topraklardır),
batıda iğne yapraklı orman örtüsü altında soğuk nemli bölge toprağı podzollar görülür. Kimyasal çözülmenin en fazla bu
bölgede görülmesi en hızlı toprak oluşumunun bu bölgede olmasını sağlar.
Rize ve Artvin-Çoruh vadisinde kış ve ilkbahar döneminde esen fön rüzgârları hava sıcaklığını arttırır ve kışın
daha ılık geçmesini sağlar. Bu tür dar alanlı iklim bölgelerine mikroklima denir.
800m’ye kadar geniş yapraklı, 800-1500m arası karışık yapraklı, 1500-2000m arası iğne yapraklı ormanlar ve
2000m’nin üstünde dağ çayırları doğal bitki örtüsünü oluşturur.
İç kısımlarda iklim karasallaşmış ve bitki örtüsü bozkıra dönmüştür.
Türkiye ormanlarının %27’si Karadeniz Bölgesi’ndedir. Bu oranla ilk sıradadır.
Nemlilik ve yağış rejimi nedeniyle orman alt sınırı deniz seviyesinden başlar ve orman alt sınırının en alçak olduğu
bölgedir.
Yazların yağışlı geçmesi nedeniyle orman yangınlarının en az görüldüğü, tahrip edilen ormanın kendini en hızlı yenilediği bölgedir.
Karadeniz iklimi büyük iklim tiplerinden ılıman okyanus iklimine benzer.
TARIM VE HAYVANCILIK
Tarım:
- Kıyı kesimi her mevsim yağışlı olduğu için bu alanda yaz kuraklığı isteyen ürünler (buğday ve pamuk gibi)
- yetiştirilemez.
- Özellikle Doğu Karadeniz’de kışların ılık geçmesi çay, fındık, turunçgiller ve zeytin gibi ürünlerin yetiştirilmesini
- kolaylaştırmıştır.
- İç kısımlarda ise iklim karasallaşmış, buğday, şeker pancarı gibi ürünler yaygınlaşmıştır.
- Tarım arazileri dar ve dağınıktır. Bu durum makineli tarımın gelişmesini önlemiştir. Bölgede tarım daha çok insan
- ve hayvan gücüyle yapılır.
- Tarım ve hayvancılık nüfusun %70’inin geçim kaynağıdır. Bu durum tarım alanlarının azlığı nedeniyle de tarımsal
nüfus yoğunluğunun artmasına yol açmıştır. Bölgenin Türkiye ekonomisine en önemli katkısı tarım alanındadır..
Çay: Yıkanmış, tuz ve kireç oranı düşük topraklarda yetiştirilir. Kışları ılık, yazları serin ve bulutlu ortam ister.
Giresun’dan Gürcistan sınırına kadar yükseltisi 500m’ye kadar alanda yetiştirilir. Ülkemiz üretiminin tamamını karşılar.
Fındık: Karadeniz iklimini en iyi tanıtan üründür. Kışların ılık, yazların serin ve bulutlu geçtiği ortamda yetişir. Ordu,
Giresun ve Trabzon başlıca üretim alanlarıdır. Türkiye, Dünya fındık üretiminde ilk sıradadır. En çok ihraç edilen tarım
ürünleri arasındadır. Bölge Türkiye üretiminin %85’ini karşılar.
Kenevir: Kastamonu, Sinop, Zonguldak çevresinde yetiştirilir. Türkiye üretiminin %80’ini karşılar.
Pirinç: Kastamonu, Tokat, Amasya, Samsun, Çorum çevresinde sulanabilen alanlarda yetiştirilir. İlk yetişme
döneminde bol su, olgunlaşma ve hasat döneminde kuraklık ister. Üretimin %35’ini karşılar. Türkiye üretiminde
Marmara’dan sonra ikinci sıradadır.
Mısır: Her mevsim bol suya ihtiyaç duyar. Bölgede yaygın bir şekilde yetiştirilir. Kıyı kesiminde halkın temel tüketim
maddesidir ve buğdayın yerini almıştır. %25’lik üretimle Akdeniz’den sonra Türkiye’de ikinci sıradadır.
Tütün: Yağışların azaldığı ve yaz kuraklığının belirginleştiği alanlarda yetiştirilir. Samsun, Tokat, Amasya çevresinde
yetiştirilir. Türkiye üretiminin %15’ini karşılar.
Soya Fasulyesi: Samsun, Ordu çevresinde yetiştirilir.
Şeker Pancarı: Amasya, Tokat, Çorum, Samsun ve Kastamonu çevresinde sulanabilen alanlarda yetiştirilir. İç
Anadolu’dan sonra ikinci sıradadır. Toplandıktan sonra kısa bir süre içinde işlenmesi gerekir. Bu nedenle şeker fabrikaları
üretim alanlarına yakın yerlere kurulur. Ayrıca posası yem üretiminde kullanılır.
Turunçgiller: Kışların ılık geçtiği Rize çevresinde az miktarda yetiştirilir.
Zeytin: Artvin-Yusufeli çevresinde (Çoruh vadisinde) yetiştirilir.
Kivi: Rize ve Trabzon çevresinde yetiştirilir.
Not: Pirinç sıtma hastalığı; fındık, çay ve tütün kalite standardını koruma isteği, kenevir ise uyuşturucu hammaddesi
olması nedeniyle üretimleri devlet kontrolündedir.
Hayvancılık:
Kıyı kesiminde;
Her mevsimin yağışlı olması,
Arazini engebeliliği nedeniyle tarım alanların dar olması ve
Dağ çayırlarının gür olması
nedeniyle büyükbaş hayvancılık (manda) yapılmaktadır. İç kesimlerde ise iklim karasallaştığı için küçükbaş hayvancılık
yaygındır.
Özellikle Batı Karadeniz’de büyük şehirlere yakın alanlarda kümes hayvancılığı gelişmiştir (Bolu, Düzce gibi illerde).
Türkiye balık üretiminin %80’ini Karadeniz bölgesi karşılar.
Bölgede dağlık alanların ve ormanların fazla yer tutması arıcılığın gelişmesine yol açmıştır. Türkiye bal üretiminin
%30’unu karşılar ve Ege Bölgesi’nden sonra ikinci sıradadır.
YERALTI KAYNAKLARI
Bölge yeraltı kaynakları bakımından fazla zengin değildir.
Taşkömürü: 1. jeolojik dönemde oluşmuştur. Zonguldak-Ereğli havzasından çıkarılır. Türkiye üretiminin tamamı
bölgeden karşılanır.
Bakır: Kastamonu-Küre ve Artvin-Murgul’dan çıkarılır. Türkiye üretiminde %50-55’lik oranla ilk sıradadır.
Linyit: Amasya-Çeltek ve Samsun-Havza’dan çıkarılır.
Manganez: Artvin-Borçka ve Zonguldak-Ereğli, Trabzon ve Kastamonu’dan çıkarılır. Demirin sertleştirilmesinde
kullanılır.
Doğalgaz: Düzce (Akçakoca)
SANAYİ KURULUŞLARI
Bölge sanayi bakımından gelişmemiştir. Bölgede sanayi daha çok Batı Karadeniz’de gelişmiştir.
Demir-Çelik: Karabük ve Ereğli’de kurulmuştur. Sivas çevresinde çıkarılan demir cevheri bu kuruluşlarda işlenir. Bu
demir çıkarılmamasına rağmen demir-çelik sanayinin gelişmesinin nedeni, demirin yüksek ısıda eritilmesinde kullanılan
taşkömürünün varlığıdır. (Enerji kaynağına yakınlık)
Bakır İşletmeleri: Samsun Bakır İşletmesi Küre Dağları’ndan çıkarılan cevheri işler. Hammaddeye uzaktır, fakat liman
ve demiryolu avantajından dolayı burada bakır işletmesi kurulmuştur.
Murgul Bakır İşletmesi ise Artvin-Murgul’dan çıkarılan cevheri yine Murgul’da işler. Hammaddeye yakındır.
Şeker Sanayi: Şeker pancarı çabuk bozulan bir üründür. Bu nedenle bu kuruluşlar hammaddeye yakın olmak
zorundadır. Tokat-Turhal, Amasya-Suluova, Kastamonu, Çorum ve Samsun’da gelişmiştir. Ayrıca şeker fabrikaları
çevresinde yem sanayi ve besi hayvancılığı gelişmiştir.
Sigara Fabrikaları: Samsun ve Tokat
Kâğıt Sanayi: Giresun-Aksu, Kastamonu-Taşköprü ve Zonguldak-Çaycuma’da gelişmiştir. Türkiye kâğıt üretimi
ihtiyacı karşılayacak düzeyde değildir. İthal ettiğimiz sanayi ürünleri arasındadır.
Kereste Fabrikaları: Bölge genelinde yaygın olsa da özellikle Batı Karadeniz’de Bolu,Düzce ve Kastamonu’da
gelişmiştir.
Termik santral: Çatalağzı (taşkömürü ile çalışan tek termik santraldir.)
Fındık işleme:Giresun, Ordu
Çay işleme: Rize,Trabzon
Ayrıca Zonguldak ,Ereğli ,Samsun ve Trabzon limanları ile Artvin-Sarp Sınır Kapısı (Gürcistan’a açılır) bölge
ekonomisinde önemli yer tutan unsurlardır. Sinop Limanı doğal liman olmasına karşın hinterlandı (Ardülke) dar olduğu
için gelişmemiştir.
NÜFUS VE YERLEŞME
Bölgede 2007 sayımına göre 7.6 milyon kişi yaşamaktadır.
- Nüfus yoğunluğu km2’de 73 kişidir. Türkiye ortalamasının altındadır. (Türkiye ortalaması 93 kişi)
- Ilıman iklim koşulları ve yer şekilleri nedeniyle nüfusun çoğu dar kıyı şeridinde toplanmıştır. Kuzey Anadolu
- Dağları oldukça tenhadır.
- Doğu Karadeniz sahil şeridi, Orta Karadeniz’de Samsun çevresi ve Batı Karadeniz’de Zonguldak çevresi sık
- nüfuslanmış yerlerdir.
- Şehirleşme oranının en düşük, kırsal nüfus oranının en yüksek(%51) olduğu bölgedir.
- Batı ve Doğu Karadeniz’de nüfus kıyıda toplanmışken Orta Karadeniz de dağların kıyıdan uzak olmaları ve
- engebeliliğin az olması nedeniyle nüfus daha dengeli dağılmıştır.
- Coğrafi ve ekonomik koşullar nedeniyle en çok göç veren bölgedir.
- Orta ve Doğu Karadeniz göç verirken, Batı Karadeniz göç alır.
- Nüfus yoğunluğunun en az olduğu bölüm Doğu Karadeniz’dir.
- Su kaynaklarının fazla, yer şekillerinin engebeli ve tarım alanlarının dar ve dağınık olması kırsal alanda dağınık
- yerleşmeye neden olmuştur.
- Kırsal konutlarda doğal yapı malzemesi olarak ahşabın en çok kullanıldığı bölgedir.
- Tarımsal nüfus yoğunluğu en fazla olan bölüm Doğu Karadeniz’dir.
TURİZM DEĞERLERİ
- Bölgede iklim koşulları(yağış rejimi) nedeniyle kıyı turizmi gelişmemiştir.
- Bolu-Kartalkaya, Kastamonu-Ilgaz ve Rize-Kaçkar Dağları üzerinde kış turizmi,
- Abant Gölü, Yedi Göller ve Erfelek Şelalesi’nde (Sinop) ,Ballıca Mağarası’nda (Tokat) ve Karaca Mağarası’nda
- (Gümüşhane) doğa turizmi,
- Bolu, Düzce, Kızılcahamam ve Tokat çevresinde kaplıca turizmi
- Safranbolu ve Amasra evleri, Amasya Kral Kaya Mezarları
- Trabzon-Sümela Manastırı inanç turizmi açısından önemlidir.
- Çoruh Nehri,Fırtına Deresi gibi hızlı akan akarsular üzerinde rafting yapılmaktadır.
- Artvin ve Rize çevresinde yayla turizmi gelişmektedir.
DOĞU KARADENİZ BÖLÜMÜ
- Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt bölümün il merkezleridir. Rize ve Trabzon en gelişmiş
- illeridir.
- Ülke ekonomisine en çok tarımla katkı sağlar.
- Bölgede en engebeli ve ortalama yükseltinin en fazla olduğu bölümdür.
- Ülkemizde;
- Yağış, bulutlanma, bağıl nem, kimyasal çözülme en fazla görüldüğü,
- Sıcaklık farkları, güneşlenme ve buharlaşmanın en az görüldüğü,
- Aritmetik nüfus yoğunluğunun en az, tarımsal nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu,
- Dağınık yerleşmenin en fazla olduğu,
- Yer şekilleri nedeniyle tarımda makineleşmenin ve iklim nedeniyle tarımsal sulama ihtiyacının en az olduğu,
- Nadas alanlarının en az olduğu,
- Tarımsal nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu,
- Bölüm dışına en fazla göçün olduğu,
- Heyelanın en çok, rüzgar erozyonun en az görüldüğü,
- Falez oluşumunun en fazla görüldüğü,
- Balıkçılığın en fazla yapıldığı bölümdür.
ORTA KARADENİZ BÖLÜMÜ
- Samsun, Ordu, Amasya, Çorum, Tokat bölümün il merkezleridir.
- Bölge içinde;
- Yükselti ve engebenin en az olduğu,
- Tarım alanlarının en geniş yer tuttuğu,
- Denizel iklimin en geniş alana yayıldığı,
- Ulaşım olanaklarının en iyi olduğu,
- En gelişmiş liman olan Samsun limanı bu bölümdedir.
- Kıyı ile iç kısımlar arasında iklim farklılığının en az olduğu,
- Yağış miktarının en az olduğu bölümdür.
- Samsun, Ordu, Amasya, Çorum, Tokat bölümün il merkezleridir.
- Bölgenin en gelişmiş liman olan Samsun limanı bu bölümdedir.
BATI KARADENİZ BÖLÜMÜ
- Zonguldak, Karabük, Bartın, Düzce, Bolu, Kastamonu, Sinop ve Çankırı bölümün il merkezleridir.
- Ekonomiye en önemli katkısı maden çıkarımı ve maden işleme alanındadır.
- Bölgede ortalama sıcaklığın en düşük olduğu bölümdür.
- Orman ürünleri ve ormancılık önemli geçim kaynaklarından biridir.
- Bölgede kümes hayvancılığının en çok geliştiği bölümdür.(Bolu, Düzce çevresi)
- Ülkemizde kereste fabrikalarının en çok geliştiği bölümdür.
- Kâğıt üretimi ile ekonomiye önemli katkı sağlar. (Çaycuma, Taşköprü)
- Ereğli ve Karabük demir çelik fabrikaları en önemli sanayi kuruluşlarıdır.